‘Salgınlar kötüdür ama bize çok şey öğretir…’
MERS ve SARS gibi Coronavirüs ailesinden olan CoVİD-19 Virüsü yaptığı salgınla dünyanın birçok yerinde can almaya devam etmektedir. Tüm dünyada hayatı eve kapatan, ateş, öksürük nefes darlığı ile seyreden Covid -19 virüsünün sebep olduğu grip, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından Pandemi olarak kabul edilmiştir.
Virüsün ilk olarak tanımlanması 12 Ocak 2020’de; WHO tarafından Pandemi olarak ilan edilmesi ise 11 Mart 2020 tarihindedir. Aradaki bu kısa süre, virüsün gösterdiği yayılım hızı; tüm dünyadaki vak’a sayılarının ve ölüm oranlarının inanılmaz derecede artması virüsün hastalık yapma yeteneği ve ölümcüllüğü konusundaki tehlikenin boyutları hakkında bizlere bir fikir vermektedir.
Geçmişteki tecrübelere (İspanyol Gribi salgını gibi) ve uzman görüşlerine bakıldığında pandeminin yakın tarihte bitmeyeceği anlaşılmaktadır. Ancak aşı çalışmaları umut verici şekilde ilerlemektedir.
Hastalık belirtilerine baktığımızda Covid-19’u bildiğimiz diğer grip vak’alarından ayırt etmek oldukça zordur. Bazı vak’alarda burun akıntısı, baş ağrısı, eklem ağrıları, yüksek ateş, öksürük gibi bildiğimiz belirtiler görülürken; bazılarında belirti görülmemekte, ancak ileri tetkiklerle Covid- 19 teşhisi konulabilmektedir. Genel olarak %2 lik bir oranda bronşit, zatürre, organ yetmezliği ve hatta ölümle sonuçlanan tablolar karşımıza çıkmaktadır. Buradaki değişkenler uzmanların da belirttiği gibi yaşlılık, kronik hastalıklar, bağışıklık sorunları, gibi risk grubunda olma veya henüz bilimin de ortaya koyamadığı farklı faktörler olabilir.
Peki tanıştığımız günden beri gündemimizden düşmeyen bu virüs nedir, nasıl bulaşır ve bu bulaştan korunma yolları nelerdir?
Virüs nedir?
Virüs, sadece diğer organizmaların canlı hücrelerinde çoğalabilen enfeksiyon yapıcı bir mikroorganizmadır. Virüsler, hayvanlardan bitkilere, bakterilerden alglere kadar her türlü yaşam formuna bulaşabilir. Enerji üretemediklerinden yaşayabilmek için başka canlılara tutunarak yaşarlar. Tüm virüsler temel olarak nüklesik asit (DNA ya da RNA) ve protein kılıfından oluşur. Bazı virüslerde virüsü kuşatan bir lipit zarf bulunur ve virüsü çevreleyen bu lipit kapsül sayesinde hedef hücreye tutunurlar. Şanslıyız çünkü COVİD-19 Virüsünde de bu lipit kapsül (zarf) bulunur ve bu lipit yapısı bozulduğunda ise virüs ölür. Bu nedenle hijyen önemlidir.
Koronavirüs nasıl bulaşır?
Virüs, insandan insana çoğunlukla enfekte olmuş bireylerin öksürük, hapşırık ile ortama saçılan solunum yolu damlacıklarından, hastaların temas ettiği yüzeylerden göz, ağız, burun mukozası ve el sıkışma hareketlerinden bulaşabilir. Öte yandan öksürük gibi yollarla yüzeylere yayılabilecek solunum damlacıklarının da bir süre bulaşıcılık özelliğini devam ettirdiği görülmüştür. Coronavirüsler genel olarak dış ortamda dayanıklılığı olmayan virüslerdir. Ancak bugün için yeni Covid-19’un bulaşıcılık süresi ve dış ortama dayanma süresi net olarak bilinmemektedir. Virüsün bulaştıktan sonra kuluçka süresi 2 ile 14 gün arasındadır. Dolayısıyla temaslı kişiler 14 gün izolasyon uygulamalıdır.
Belirtileri Nelerdir?
Genel olarak; ateş, öksürük, boğaz ağrısı, baş ağrısı, kas/eklem ağrıları, karın ağrısı veya ishal, koku veya tat alma duyusunun azalmasıdır. Ancak bazı farklı belirtiler de görüldüğü rapor edilmiştir.
Daha çok kimler risk grubundadır?
Yaşlı bireyler, yaşla birlikte kronik hastalığı olanlar (Astım, Hipertansiyon, Diabet vb.) immün yetmezliği olan genç yaştakiler, uygunsuz şartlarda çalışanlar, sigara içenler, kanser hastaları, çocuklar sayılabilir.
Nasıl tedavi edilir?
Yeni Koronavirüs enfeksiyonunun (COVID-19) etkili ve kesin bir tedavisi yoktur. Bazı ilaçların virüs üzerindeki etkinliğini araştıran çalışmalar ve klinik araştırma çalışmaları devam etmektedir, ancak şu an için virüse karşı etkili bir ilaç bulunmadığından hemen hemen tüm dünyada antiviral ilaçlar kullanılmakta ve semptomatik tedaviler verilmektedir.
Dünyanın değişik ülkelerinde yapılan aşı çalışmaları ise hepimiz için umut ışığı olmaya devam etmektedir. Aşı çalışmalarının sonuçlanması da tek başına yeterli olmayacaktır. Çünkü tüm nüfusa aynı anda aşıyı ulaştırmak ekonomik olarak mümkün olmayacağı gibi koruyuculuğu da her bireyde aynı oranda olmayacaktır. Aşının önce risk gruplarına uygulanacak olması risk grubunda olmayanlara sıra gelinceye kadar geçecek olan sürede bulaş olma veya hastalığa yakalanma riskinin devam edeceği anlamına gelmektedir. Ayrıca aşının bulunması bu hastalığın yeryüzünden silindiği anlamına da gelmeyecektir nitekim çiçek hastalığı da aşı bulunduktan yıllar sonra yeryüzünden temizlenmiştir. Sonuç olarak her birimize birey olarak önemli sorumluluklar düşmektedir.
Kişisel hijyen kurallarına uymak,
Kişisel mesafeyi en az 1 metre korumak,
Kirli yüzeylerle temastan sonra elleri sabunla yıkamak,
Alkol bazlı el antiseptiği veya kolonya kullanmak,
Hasta insanlarla temastan kaçınmak,
Mümkün olduğunca ellerimizle yüzümüze ağzımıza dokunmamak,
Bilhassa kalabalık ortamlarda maske takmak,
Zorunluluk olmadıkça AVM gibi kalabalık ortamlardan uzak durmak,
Bağışıklık sistemimizi güçlü tutacak şekilde beslenmek, spor yapmak, mümkün olduğunca hareket etmek gibi basit önlemlerle kendimizi korumaya çalışmalıyız.
Unutmamalıyız ki hastanelerin yükü bu kadar fazlayken bize düşen kendimizin ve diğer insanların sağlığını korumak üzere gereken sorumlulukları yerine getirmektir.
Tüm kurallara uymamıza rağmen bulaş olma riski yok mu? Tabii ki var. Hepimiz sosyal ortamlara girmekten ne kadar kaçınsak da iş ortamı veya diğer bazı zorunluluklar sebebiyle bulunmuş olduğumuz ortamlardan bu virüsü kapabiliriz. Böyle bir durumda tabii ki ilk yapılacak şey bir hastaneye başvurmak. Tanı konulduktan sonra doktorumuz hastanede veya hafif seyreden vakalarda evde tedavi verebilir.
Evimizde CoVID-19 hastası varsa biz ne yapmalıyız?
Doktorumuz bize gerekli öneri ve uyarıları yapacaktır. Bunun yanı sıra Öncelikle Hasta ile ilgileneceksek önce kendimizi korumalı, hem hasta hem bakıcı mümkünse çift maske takmalıyız. Hastamızla ilgilenirken mesafeyi koruyamayacağımız için koruyucu gözlük veya siperlik kullanabiliriz, gerekmedikçe ve hastanın durumu da uygunsa hasta odasına girmemeliyiz.
El Hijyenine özellikle dikkat edelim hastaya dokunmadan önce ve sonra ellerimizi sabunla yıkayalım veya el dezenfektanı kullanalım yoksa kolonya kullanılabiliriz,
Eldiven kullanacaksak sadece hastaya dokunduğumuzda kullanıp başka yüzey ve nesnelere dokunmadan eldivenleri çıkarıp atalım ve sonra el dezenfektanı veya kolonya kullanalım,
Mümkün olduğunca hastayı üşütmeden ortamı havalandıralım ve ortamdaki havanın nemli kalmasını sağlayalım,
Hastamızın çabuk toparlaması için protein ve vitamin yönünden zengin bir diyet uygulayalım, direncini arttırmaya çalışalım.
Su, çeşitli bitki çayları, evde hazırladığımız meyve suları da olabilir bol sıvı tüketimine önem verelim,
Bu anlattıklarımız hafif seyirli, hastane ortamı gerektirmeyen hastalar için evde yapabileceklerimiz.
Unutmayalım ki hastalıklar bedenlerimiz kadar psikolojimiz üzerinde de olumsuz etkiler bırakır. Bilhassa yaşlılarımız ve çocuklarımız için, tabi bizim için de moral çok önemli. Virüs ilk çıktığında tıp dünyası dahil hemen hiç birimiz virüs hakkında hiçbir şey bilmiyorduk. Nasıl bulaşır, nasıl korunmalıyız, tedavisi nedir gibi pek çok sorunun bizde cevabı yoktu. Bütün bu belirsizlikler hepimizin psikolojisini alt üst etmişti. Ancak her geçen gün duyduklarımız, öğrendiklerimizle artık bu virüsü tanıyoruz, ona karşı nasıl tedbir almamız ve davranmamız gerektiği konusunda daha çok şey biliyoruz. Tedavi olan hastaları duydukça özellikle de aşı çalışmalarıyla ilgili haberler umutlarımızı arttırıyor ve hepimizi bir nebze de olsa rahatlatıyor.
Pandemi bir gün bitecek. Önemli olan o güne dek, kendimizi gelecek güzel günlere sağlıkla ulaştırmaktır. Hasta bakımı öncelikle sabırlı ve dikkatli olmayı gerektirir, bu hem kendi sağlığımız hem hastalarımızın sağlığı için önemli iki bileşendir. Pinoy Danışmanlık olarak bizler hasta bakımında uzaman ve tecrübe sahibi çalışanlarımızla evde veya hastanede profesyonel bakım gerektiren hastalarınızın tüm bakım ihtiyaçları için yanınızda olmaya devam edeceğiz. Yoğun hayat temposu içinde sizlerin hayatını kolaylaştırmaktan ve hastanıza güvenli bir bakım sunmakla toplum olarak zorlu bir süreçten geçtiğimiz bu günlerde size katkı sağlamaktan ayrıca mutluluk duyacağız.
Sevdiklerimizin hatırına, lütfen el ele vermeden gönül gönüle verelim.